Yaklaşık 2 ay önce TNK'nin klibini gördüğüm gün keşfettiğim ve gerçekten beklediğim bir filmdi "Aşk Tesadüfleri Sever".Dün akşam en yakın 2 arkadaşımla gittik, eeee tabi Mehmet Günsür'ü salyalar akıtarak seyrettik 3 kadın olarak :)))) kesinlikle bu adama uzun saç inanılmaz yakışıyor :))) bi de o bakışı, o gülüşü falan beni bitrdi :)) şimdi ondan sonra git de kocaya, sevgiliye bak olmuyo valla :))) aman canım napalım artık allah eşine, çocuklarına bağışlasın zira allah bozmasın adam pek mutlu :)) ama gene de bakın ve hak verin çok yakışıklı diil miiiiii :)))))))))))))
Her neyse, filmin konusuna gelince, aslında sanırım bu ara facebook ta devamlı dönen "EylülAkşamı" klibini seyretmeyen kalmamıştır, tam olarak filmi anlatıyor klip. Altan Erkekli'nin filmde kullandığı bir replik bence yeteri kadar özetliyor aslında olayı: "bazen ilk görüşte bilirsin o insan senin kaderindir,bazen bir ömür ararsın,bulunmaz". Hatta tam da aşağıda resmi bulunan sahnede söylüyor oğluna bu cümleyi :)
Bir tesadüf sonucu 1 Eylül 1977 tarihinde Ankara'da aynı hastanede aynı zamanda doğan ve yıllar içinde birbirlerini bilmeden, tanımadan uzaktan uzağa bir çocukluk aşkı yaşayan iki insanın 25 sene sonra İstanbul'da yollarının kesişmesi sonucu tekrar aşkı bulma çabaları.Filmde ana karakterin çocukluğunu oynayan Reyhan Asena Keskinci'ye bayıldımmmmmmmm, muhteşem bir ufaklık, kendisi bez bebek dizisinde oynamıştı en son sanırım. Bu filmde çok doğal ve içten bir oyunculuk sergilemiş, kırmızı bisikletli çocuğa olan aşkını o kadar saf ve güzel vermiş ki gülüşü ve bakışlarıyla :)))))))))))Film gerçekten fazlasıyla tesadüfler üzerine kurulmuş, o saniye sen arkanı dönseydin, ben 2 dakika erken gelseydim, sen 15 dakika geç kalsaydın vs vs vs, bir bakıma benim gene çok sevdiğim bir film olan "Sliding Doors" a benziyor. Gerçekten hayat ya da aşk bu kadar ufak tesadüflerden mi oluşuyor diyorsunuz, ya da bu tesadüfler niye bana olmuyor :))
Geri dönüşlerle ilerliyor film, tam günümüzdeyken bir anda 80 lere dönüş yapıyor, ve oradaki kıyafetler, arabalar, mahalleler güzel detaylarla verilmiş, ben Ankara'yı pek bilmem açıkcası çok da sevmem ama özellikle Ankaralıların filmi çok beğendiklerini duydum, belki çocukluğunuz o tarihlerde orada geçtiyse size de daha yakın gelebilir.
Filmi beğenmeme sebep olan en büyük etken başroldeki erkek karakterin kıza olan düşkünlüğü ve duygularının yoğunluğuydu sanırım. Bir adamın 25 yıl sonra aşık olduğu kadını tanıyıp onun için birşeyler yapmaya çabalaması, onu etkilemek için ağdalı sözler, aşırı duygusallık ya da cool görünme gibi bir çaba içine girmemesi, tamamen doğal ve samimi olması, kadının kararı ne olursa olsun ona saygı duyması, sadece yanında olmak için çaba göstermesi. tamam biliyorum tamamen kadın görüşü diyeceksiniz ama etrafta böyle bir erkek olmadığı için filmlerde görmek iyi geliyor insana :)))) Hele de "Sen nerdeydin bugüne kadar" gibi bir cümle kuruyor ki o sahnede Mehmet beni benden aldı :PPPPPPP (En son erkek arkadaşım da böyle bir cümle kurmuştu ama sonumuz pek iyi olmadı :PPPP, ayrıca kendisi Mehmet'in yanında baya baya çirkin denecek bir adamdı :P)
Müziklere değinmeden geçemiyeceğim, filmin içinde çok doğru yerlerde çok doğru şarkılar kullanılmış, ve kesinlikle sahnenin etkisini kat be kat arttırıyorlar, hele son sahne de Şebnem Ferah'tan Hoşçakal giriyor ki offfffffffff diyorum bütün tüylerim diken diken oldu, bunun ayınısı Sınav filminin sonunda Manga'dan Dursun Zaman çaldığında da yaşamıştım. Son yıllarda gerçekten film müziği işini çok başarılı yapmaya başladı sinema sektörü.
Herneyse sonuçta benim çok eğlendiği, gayet romantik ama sonu dram bir film. Gene de hoşuma gitti tavsiye ediyorum hepinizi, filmden birkaç kare koyup yazıyı bitiriyorum :))