14 Ekim 2010 Perşembe

Film Ekimi



Filmler açıklandığında seçtiğimiz birsürü film vardı ama malesef sadece 2 tanesine bilet bulabilmiştik ki dün gece "New York I Love You" ya ek seans koyduklarını gördük, pek bi sevinerek aldık biletlerimizi ama cuma gecesi 12 seansına :) bakalım nasıl gidicez :))

Pazar günü "Jack'in Kayık Gezintisi"ne gittik. komplike veya muhteşem bir film diildi, aksine fazlasıyla durağandı ama bi şekilde kaptırıyosunuz filme fakat sonunda hiçbişey olmadan bitiyor. Filmdeki başrol oyuncusu kadının depresyonu sizin de moralinizi bozuyor, bi de adamın (ki Philip Seymour Hoffman tarafından oynanıyor başrol, kendisi aynı zamanda filmin yönetmeni) kadının o haline rağmen ufacık bir sözü ile aylarca ona yemek hazırlamak için ders alması ya da yazın onu kayıkla gezdirmek için bütün kışı yüzme derslerinde geçirmesi garip geliyor, demek ki adam da o kadar muhtaç gibi bir his yarattı bende :)) tamam yüzeysel bir düşünce olabilir ama ben de çok derin bir insan olduğumu iddia etmiyorum zaten :))










Dün akşam da "Tehlikeli Yol" a gittik. aslında konusu güzeldi filmin, Irak savaşı hakkında, orda bulunan askerlerin sonraki yaşamları hakkında ama savaşı, enkazları, cesetleri gösterdikçe kendimi çok kötü hissettim. Orada ciddi bir savaş var ve biz bunu rahat rahat seyrediyoruz :(( Herneyse, filmde herhalde 1500 defa falan f*ck dediler :) her kelimenin balında küfür eklemişler, biraz abartmışlar gibi geldi bana, hele de f*ck ile cümleye başlayıp please ile bitirdikleri birkaç replik vardı ki beni benden aldı :)) İngilizler gene kibarlığı elden bırakmamışlar yani :)) Biraz uzun olduğu için baymakla beraber genel olarak beğendiğim bir filmdi.



















Dün gece Atlas'ın önünde film saatini beklerken bir anda gözümüze "New York I Love You" için ek seans koydukları yazısı çarptı, pek umudumuz olmadan gişeye yaklaşıp sorduk yer var mı diye, devamını yazının girişinde yazmıştım zaten :))) Bakalım sonrasında o film ile ilgili düşüncelerimi de paylaşırım :))



Çok istememe rağmen bilet bulamadığımdan gidemediğim bir kaç film var, ee artık onları da dvd den takip edicez :)) Somewhere, Carlos, Herşey Güzel Olacak, Mamut, Hırsız, Aslı Gibidir, Şeytanı Gördüm, Aşka Fırsat Ver (La Boum'un olgun yaş versiyonu gibi geldi bana - Sophie Marceau muhteşemmmm) ve Montpensier Prensesi :) gidemedim ama bari görsellerini paylaşiyim dedim :) giden varsa yorumlarınızı da yazarsanız sevinirim.


4 yorum:

  1. Der Reeuber çok güzel görünüyor :( hiç birine gitmedim, İst.te bile değilim :((

    YanıtlaSil
  2. evet ben de yazdıklarımın hepsini çok merak ettim ama malesef gidemiyorum :)) akşam senin yerine de izliyim o zaman filmi :))

    YanıtlaSil
  3. güzel miydi? ben paris, i love you'yu hiç sevmemiştim de..

    YanıtlaSil
  4. Valla onun New York versiyonu diim :) yani sonucu bi yere varmayan insan hikayeleri, eğlenceli yerleri de vardı bayır yerleri de vardı ama seyretmemekle çok şey kaybetmedin :)

    YanıtlaSil